Tüm duygular gibi öfkenin de olumlu yönleri vardır; yeter ki doğru bir amaçla kullanılsın.
Öfke, başlı başına pozitif bir enerji türü ve güçlü bir motivasyon kaynağıdır. Araştırmalar, öfkenin bizi engel gibi görünen hedeflerimize doğru itebileceğini göstermiştir.
Eğer öfke doğru bir şekilde kullanılırsa, yani yapıcı olursa, kişiye güç hissi verebilir ve istediği şeye doğru ilerlemesine yardımcı olabilir.
Öfke, kendi sınırlarımızı belirlememize yardımcı olur. Başkalarını bizi rahatsız eden konulardan haberdar eder. Böylece aynı şeyler tekrarlandığında yeniden incinmeyiz ve bu sayede ilişkilerimiz iyileşir. Yani öfke bizim düşmanımız değildir. Başkalarının da düşmanı değildir. Ancak çocukluktan itibaren insanlara öfke ve üzüntüden korkmaları, bunlardan kaçmaları öğretilir. Oysa bu şekilde insanlar yalnızca öfkelerini kine, üzüntülerini ise sürekli bir sovdaya ve depresyona dönüştürürler!
Toplumlarda genellikle öfkenin bastırılması ve gizlenmesi gerektiği tavsiye edilir, ancak bu büyük bir hatadır. Öfkenin gizlenmesi, en samimi arkadaşlıkları ve sevgi dolu eş ilişkilerini bile bozabilir. Öfkenizi gizlediğinizde, karşınızdaki kişi (örneğin eşiniz), yaptığı bir hatayı fark etmez ve bu yüzden hatasına devam eder. Bu da ilişkiniz için hiç iyi değildir. Ya da bir hükümet bir hata yaptığında, halkın öfkesi sayesinde bu hata fark edilip düzeltilebilir.
Dolayısıyla öfke, diğer duygular gibi yerinde kullanıldığında faydalı olabilir. Zararlı olan, kontrolsüz şekilde içe veya dışa yönelmiş öfkedir.
Bu yüzden öfkenin ifade edilmesi, eğer haklı ve çözüm bulmaya yönelikse ve sadece duygusal boşalma amacı taşımıyorsa, ilişkiler açısından faydalı olabilir ve ilişkileri güçlendirebilir.
Öfke doğru şekilde kullanıldığında, birey için uygun bir araç olabilir. Ancak dikkatli ve temkinli olunmalıdır; çünkü birçok insan için öfkeyi kontrol etmek, diğer duyguları kontrol etmekten daha zordur.
Hafif veya orta şiddetteki kontrol altındaki öfke, hedeflerimize ulaşmak için yolumuza devam etmemize yardımcı olabilir; fakat şiddetli ve kontrolsüz öfke, birey ve toplum için oldukça tehlikeli olabilir.
Her ne kadar öfke çoğu zaman fiziksel şiddeti beraberinde getirse de, şiddeti azaltmanın da bir yolu olabilir. Çünkü öfke, bir şeylerin düzeltilmesi ya da ortadan kaldırılması gerektiğini gösteren güçlü bir sosyal sinyaldir. Başkaları bu sinyali aldığında, öfkeli kişiyi yatıştırmak ve gönlünü almak için daha fazla motive olurlar.
Öfkeyi inkâr ettiğinizde, bu duygu birikir ve aniden baskı yaparak her şeyi yok edebilir. Aslında insanı küfür etmeye veya başkalarıyla fiziksel çatışmaya iten şey, bu inkâr ve öfkeden duyulan utançtır.
Neden öfke kontrol altına alınmalıdır?
Eğer öfkenizi ve sinirinizi kontrol etme yeteneğiniz yoksa, fiziksel, psikolojik, mesleki ve ailevi alanlarda ciddi sonuçlarla karşılaşırsınız.
Fiziksel Sağlık:
Öfkelendiğinizde, diğer duygularınız da – korku, heyecan ve stres gibi – aktif hale gelir. Bu durumda, vücudunuzda yüksek düzeyde stres ve heyecanla ilgili adrenalin ve kortizol hormonları salgılanır. Kan basıncınız, solunum hızınız, kalp atışınız ve vücut sıcaklığınız artar.
Eğer öfkenizi ve sinirinizi kontrol etme beceriniz yoksa, bu fiziksel durumun devam etmesi ve sürekli yüksek stres seviyesinde kalmak, sizi kalp yetmezliği, bağışıklık sisteminin zayıflaması, kanser, yüksek tansiyon, diyabet gibi birçok hastalığa yatkın hale getirir.
Ruh Sağlığı:
Kronik öfke, büyük miktarda enerjinizi tüketir; düşüncelerinizi odaklamanızı ve yaşamdan zevk almanızı zorlaştırır.
Öfkenin kontrol edilememesi, sürekli yüksek düzeyde stres ve kaygı yaşamanıza neden olur. Kontrolsüz öfke, depresyon gibi yaygın ruhsal hastalıklara dönüşebilir.
İş ve Meslek Hayatı:
İş ortamınızda başkalarına yapıcı bir şekilde eleştiri getirdiğinizde, bu yapıcı tartışmalara ve yaratıcılığın artmasına neden olabilir.
Ancak öfkenizi suçlama ve saldırganlık şeklinde ifade ederseniz, iş arkadaşlarınız ve müşterileriniz sizden uzaklaşır ve aranızdaki saygı yok olur. Hatta işinizi bile kaybedebilirsiniz.
Aile İlişkileri:
Öfkenin ve saldırganlığın kontrol edilememesi, başkalarını yaralar ve duygusal, arkadaşlık ve iş ilişkilerinizi olumsuz etkiler.
Saldırganlık, başkalarının size güvenmemesine, sizinle açıkça konuşamamasına veya kendilerini rahat hissetmemelerine neden olur. Bu durum özellikle aile içinde çok önemlidir. Ailedeki gerginlik, özellikle çocuklara çok büyük zarar verir.
Öfkenin Kontrolü ve Yönlendirilmesi
Öfkenin bastırılması veya patlatılması yerine, yönlendirilmesi bireysel gelişim ve toplumsal dönüşüm için bir etken olabilir. Aşağıda öfkenin sağlıklı şekilde yönlendirilmesi için bazı yollar yer almaktadır:
1. Öfkenin Kaynaklarını Tanımak
• Her şeyden önce öfkenizin kökenlerini tanımalısınız: Adaletsizlik, başarısızlık, aşağılanma, görmezden gelinme ya da korkudan mı kaynaklanıyor?
• Kendini tanıma (özfarkındalık), ani tepkiler yerine bilinçli yanıtlar vermenizi sağlar.
2. Öfkeyi Harekete Geçiren Bir Motive Dönüştürmek
• Öfkenizi değişim için bir yakıt olarak kullanın: Örneğin, ayrımcılıktan rahatsızsanız, eğitim, farkındalık yaratma veya sosyal faaliyetlerde yer alabilirsiniz.
• Tarihteki birçok adalet hareketi, bilinçli öfke ile başlamıştır.
3. Öfkeyi Sağlıklı Şekilde İfade Etmek
• Öfkenizi saygılı, saldırgan olmayan bir dille ve uygun bir ortamda ifade edin.
• Öfkenizi yazı, resim, müzik veya sanat yoluyla boşaltın ve ifade edin.
4. Spor ve Fiziksel Aktivite
• Spor, duygusal boşalımı sağlar ve gerginliği azaltır; öfkenin sağlıklı şekilde dışa vurulması için bir yoldur.
5. Rahatlama Teknikleri
• Farkındalıkla derin nefes alma, meditasyon, tefekkür ve farkındalık (mindfulness) teknikleri, öfke patlamadan önce onu yönetmenize yardımcı olur.
6. İletişim Becerilerini Geliştirmek
• Diyalog kurma, aktif dinleme ve empati becerilerinizi geliştirerek, sorunları şiddet olmadan çözebilirsiniz.
7. Pozitif Hedefler Belirlemek
• Öfke enerjinizi projelere, mesleki veya sosyal hedeflere yönlendirerek, bunu ilerleme için bir güç haline getirin.
8. Yardım Talep Etmek
• Eğer öfke kronikleşmiş ya da kontrol edilemez bir hal aldıysa, eğer nedeni psikolojikse bir psikologdan danışmanlık almak ya da öfke yönetimi kurslarına katılmak oldukça etkilidir.
• Eğer fizyolojik nedenler varsa, bir uzmana başvurarak vücudunuzdaki eksiklikleri giderip hormon dengenizi sağladığınızda öfkenizi kontrol altına alabilirsiniz.