Çay, Çin kökenli bir kelimedir ve Çin ile Kuzey Hindistan’da kullanılmakta olup, neredeyse aynı şekilde telaffuz edilerek Türkçeye ve birçok dile geçmiştir.
Çayın farklı türleri, Çin ve Hindistan dışında günümüzde Japonya, Cava, Brezilya, Arjantin, Sri Lanka, Endonezya, Kenya, Türkiye, Pakistan ve İran gibi birçok bölgede yetiştirilmektedir.
Çay, bilimsel olarak Camellia sinensis adıyla bilinir. Vahşi doğada çay ağacı 10 metreden fazla büyüyebilir, ancak kültür olarak yetiştirilen türleri genellikle 2 metreyi geçmez. Çay bitkisinin yaprakları koyu yeşil renktedir. Çayın meyvesi kapsül şeklindedir, üç bölmelidir ve içinde bir ya da iki tohum bulunur.
• Çay, ilk olarak yaklaşık 5000 yıl önce Çin’de keşfedilmiştir.
Çayın Dünya Girişi:
• 9. yüzyılda çay Çin’den Japonya’ya ulaştı ve Japon kültürünün önemli bir parçası haline geldi.
• 16. yüzyılda Hollandalı ve Portekizli tüccarlar çayı Avrupa’ya tanıttı.
• 17. yüzyılda İngilizler, Doğu Hindistan Şirketi aracılığıyla çay ticaretine katıldı ve önce Hindistan ile İran’da, ardından Türkiye ve tüm Britanya’da çayın yayılmasını sağladılar.
• İngilizler, Hindistan ve Seylan’da (bugünkü Sri Lanka) çay üretimine başlayarak çay ticaretini Çin’den alıp kendi sömürgelerine kaydırdılar.
Farklı Çay Türlerinin Üretim Süreci
Tüm çay türleri tek bir bitki olan Camellia sinensis’ten elde edilir. Ancak çay yaprakları toplandıktan sonra uygulanan işleme yöntemleri, çayın türünü belirler. Bu sayede çok hafif beyaz çaydan, yoğun aromalı ve koyu renkli siyah çaya kadar farklı çeşitler ortaya çıkar.
Çay yaprakları olgunlaştıktan sonra toplanır, işlenir (fermente edilir) ve kurutulur. İşlem derecesine göre çayın türü ve faydaları değişir. Eğer çay yaprakları toplandıktan sonra solmaya bırakılır, ardından makinelerle ezilir ve sonrasında kurutulursa siyah çay elde edilir. Eğer yapraklar buharda tutulup sonra kurutulursa yeşil çay olur. Daha az işleme tabi tutulur ve fermente edilmezse, beyaz çay ya da Tayland’a özgü bir tür olan oolong çayı (Orlanq) elde edilir.
1. Beyaz Çay:
Beyaz çay, en basit ve en doğal çay türüdür. Bitkinin çok genç ve gümüşi yaprakları toplanır ve sadece gölgede kurutulur. Ne yuvarlanır ne de oksidasyon (fermantasyon) işlemine tabi tutulur. Bu çay, en az kafein içeren çaydır. Mizacı soğuk ve kurudur, bu yüzden sıcak mizaca sahip olan veya vücudunda ısı fazlalığı olan kişiler için faydalıdır. Son derece rahatlatıcıdır, bol miktarda antioksidan içerir, hafiftir ve yaşlanma karşıtıdır.
Beyaz çay, yeşil çaya benzer. Üretim ve fermantasyon süreci beyaz çayda yeşil çaya göre daha azdır, ancak tatları birbirine oldukça yakındır. Yeşil çay daha çok ot ve çimen tadı verirken, beyaz çay bu tada sahip değildir. Beyaz çayın tadı hafif ve hafif tatlıdır.
Beyaz çay (pamuksu çay olarak da bilinir), dünyadaki en sevilen ve aynı zamanda en pahalı çay türlerinden biridir. Bu çay, çay bitkisinin en genç ve en ince tüylerle kaplı taze yapraklarının elle toplanmasıyla elde edilir. Bu özellik, demleme sonrası çayın yumuşak tadını sağlar.
Beyaz çaya bu isim verilmiştir çünkü yaprakları kar beyazı ve gümüş rengindedir, her ne kadar demleme rengi açık sarı olsa da.
Beyaz çay, yeşil ve siyah çayın tüm faydalarını barındırır; fakat beyaz çayın etkisi ve özellikleri diğer çaylara göre birkaç kat daha fazladır çünkü beyaz çay henüz açılmamış taze tomurcuklardan elde edilir.
Bu yapraklar ince, küçük ve beyaz tüylerle kaplıdır. Toplandıktan hemen sonra gölgede ve doğal şekilde kurutulurlar.
Beyaz çay çok az işlem gördüğü için, diğer çay türlerine göre en fazla antioksidanı içerir. Bir fincan beyaz çaydaki kafein miktarı büyük ölçüde demleme yöntemine bağlıdır. Su sıcaklığı ve demleme süresi ne kadar yüksekse, çay o kadar fazla kafein salacaktır.
Geleneksel Tıpta Beyaz Çayın Faydaları:
• Sindirime yardımcı olur
• Susuzluğu giderir
• Vücutta hastalık yapıcı maddelerin atılmasına yardımcı olur
• Kabızlığı giderir
• Zararlı terin atılmasını ve vücut neminin hafiflemesini sağlar
• Vücutta fazla sıvının ve atıkların atılmasını sağlar
• Halsizliği giderir ve neşelendiricidir
Çayların kralı olan beyaz çayın diğer bazı faydaları şunlardır:
• Antioksidan ve antibakteriyel özellikler
• Yaşlanma karşıtı
• Enfeksiyon önleyici
• Cildi UV ışınlarına karşı korur
• Ağız ve diş sağlığını korur, kemikleri güçlendirir
• Diyabet hastalarına yardımcı olur
• Göz kuruluğu ve gece körlüğünün tedavisine destek
• Kansere karşı koruyucu
• Bağışıklık sistemini güçlendirici
• Kilo vermeye ve tansiyon düşürmeye yardımcı
• DNA onarımına katkı sağlar
• Baş ağrısını hafifletir
• ve daha fazlası…
Beyaz çayın işlenmesi zor ve maliyetli olduğundan, üretimi ve satışı sınırlıdır. Dünya genelinde birçok farklı çay bol miktarda üretilip tüketilirken, beyaz çay diğer türlere göre daha az üretilmekte ve hâlâ yaygın olarak bulunmamaktadır.
En Popüler Beyaz Çay Türleri:
• Beyaz Pony Çayı: Bahar mevsiminde elde edilen ilk ve ikinci toplama dönemindeki yapraklardan elde edilir.
• Gümüş İğne Beyaz Çayı: En pahalı beyaz çay türüdür. Yaprakları iğneye benzer ve gümüş rengindedir.
• Blooming (Açan) Beyaz Çay: Pony ya da Gümüş İğne çayı ile güzel çiçeklerin birleştirilip sıkıştırılmasıyla elde edilen beyaz çay türüdür.
2. Yeşil Çay:
Yapraklar toplandıktan hemen sonra buharla (Japon usulü) veya sıcak tavada kavrularak (Çin usulü) ısıtılır. Bu işlem, yapraklardaki enzimleri etkisiz hale getirir ve oksidasyonu (fermantasyonu) engeller. Daha sonra yapraklar yuvarlanır ve kurutulur. Fermente olmadığı için yeşil rengini korur. Yeşil çay yüksek oranda antioksidan içerir, kilo vermeye, cilt ve kalp sağlığını iyileştirmeye yardımcı olur. Mizacı soğuk ve kurudur, bu yüzden sıcak mizaçlı kişiler için daha uygundur.
Yeşil çayın hazırlanma yöntemi, çay yapraklarının çok az okside olması ve ardından hemen buharla veya özel sıcak tavalarla yapılan kavurma işlemiyle oksidasyonun durdurulmasıdır.
Oksidasyon, yaprağın oksijenle temas edip kurumasına neden olan bir süreçtir. Buhar veya kavurma sayesinde yaprakların yeşil rengi korunur ve bu da yeşil çayın siyah çaya göre daha hafif bir tada sahip olmasını sağlar.
Kaliteli yeşil çayın yaprakları kahverengi olmamalıdır. Bu nedenle kaliteli yeşil çay demlendiğinde, fincandaki çayın rengi yeşilin çeşitli tonlarında olmalıdır.
3. Siyah Çay:
Çay yaprakları toplandıktan sonra bir süre soldurularak yumuşatılır, ardından yuvarlanır. Bu sırada enzimler aktif hale gelir ve oksidasyon (fermantasyon) başlar. Yapraklar havayla temas ettikçe kararır ve siyahlaşır. Sonra kurutularak paketlenir. Siyah çayın kendine has yoğun bir aroması, koyu rengi ve güçlü bir tadı vardır. Mizacı sıcak ve kurudur (bazı kaynaklara göre ılımana yakındır) ve soğuk ve nemli mizaca sahip (balgami) kişiler için daha uygundur.
Siyah çay tamamen okside edilmiş, kurutulmuş ve kahverengi hale gelmiş yapraklardan oluşur. Bu nedenle yeşil çaya göre daha zengin, daha yoğun ve daha acıdır.
%100 okside olduğu için siyah çay, yeşil çaya göre daha fazla kafein ve tanen içerir.
Siyah çay koyu renklidir ve yoğun bir tada sahiptir. Fermente edilmiş karmaşık bir işlem sonucu elde edilir. Siyah çay, yüksek ısıda kurutularak son halini alır.
Genel olarak, yeşil çay siyah çaya göre daha uyarıcıdır.
Çeşitli araştırmalar, tedavi edici özellikler açısından yeşil çayın siyah çaya göre daha güçlü etkiler gösterdiğini ortaya koymuştur.
Yeşil çay yapraklarında bulunan kateşin miktarı, siyah çaya göre iki kat fazladır.
Ancak çayın rengi ne kadar koyu olursa, bu tür faydaları da o ölçüde artar (tabii koyu çayın bazı zararları da dikkate alınmalıdır).
Farklı çay türlerinin üretimindeki en büyük farklardan biri oksidasyon süresidir.
Oksidasyon, çay yapraklarının hasat edildikten sonra ne kadar süre oksijene maruz kaldığını ifade eder.
Yapraklar ne kadar uzun süre havayla temas ederse, o kadar koyu renk alır ve daha derin ve güçlü bir lezzet kazanır.
İşleme sırasında çay ustaları, oksidasyonu başlatmak veya durdurmak için çeşitli yöntemler kullanır.
Bunlar arasında yaprakları karıştırmak, şekil vermek veya parçalamak suretiyle oksidasyonu hızlandırmak ya da buharla veya kavurarak oksidasyonu durdurmak yer alır.
Çay; doğal bir kafein, teofilin, teanin ve antioksidan kaynağıdır. Ancak neredeyse yağ, karbonhidrat ve protein içermez.
Çay ağacı, çevredeki kirleticileri filtreleyerek havayı temizleyebilen ve bol miktarda oksijen üretebilen en faydalı bitkilerden biridir.
4. Oolong Çayı:
Bu çay aslında yeşil çay ile siyah çay arasında bir yere sahiptir. Yapraklar toplandıktan sonra bir süre soldurulur ve hafifçe okside edilir, ancak siyah çay kadar değil. Tadı hafif ve dengelidir; ne çok acı ne de çok yumuşaktır. Mizacı da ılıman kabul edilir; yani ne çok sıcak ne de çok soğuktur.
5. Pu-Erh Çayı:
Bu çok özel bir çay türüdür ve uzun fermantasyon aşamalarına sahiptir. Yapraklar toplandıktan sonra hafifçe işlenir ve ardından özel bir ortamda aylarca hatta yıllarca doğal olarak fermente edilir. Rengi koyudur ve tadı topraksı ve yoğundur. Mizacı sıcak ve kurudur, bu yüzden balgam ve sevdavi mizaca sahip kişiler için faydalıdır.
6. Matcha Çayı:
Yeşil çayın özel bir türüdür ve gölgede yetiştirilir. Yaprakları toplandıktan sonra buharda pişirilir, kurutulur ve ardından çok ince bir toz haline getirilir. Demlenmek yerine sıcak suya karıştırılarak içilir. Yüksek miktarda kafein ve güçlü antioksidan içerir. Konsantrasyon artırıcı ve enerji verici etkileriyle bilinir. Mizacı soğuk ve kurudur.
Çayların İşlenme Sürecinin Etkileri:
Bir çay ne kadar çok işlenirse —örneğin siyah çay veya pu-erh gibi— antioksidan içeriği o kadar azalır, ancak lezzeti ve uyarıcı etkisi daha güçlü hale gelir. Daha az işlenen çaylar —örneğin beyaz ve yeşil çay— daha fazla tıbbi ve yaşlanma karşıtı özellik taşır ama tatları daha hafiftir. Siyah çay daha uyarıcıdır ve uyanıklık ile yorgunluğun giderilmesinde daha etkilidir.
Referans:Şifalı Bitkilerin mezeci ve faydaları , Farzollah Gholizadeh