Uyku, vücut ağırlığının ve metabolizmanın düzenlenmesinde temel faktörlerden biridir. Son bilimsel araştırmalar, uykunun kalitesi, süresi ve zamanlaması ile kilo alımı veya kaybı arasında doğrudan bir ilişki olduğunu göstermektedir.

Gece yeterli uyuyan kişilerde leptin (tokluk hormonu) seviyesi yüksek, ghrelin (açlık hormonu) seviyesi ise düşüktür.

Yetersiz uyku (gecede 6 saatten az), tatlı, yağlı ve yüksek kalorili yiyeceklere olan isteğin artmasıyla ilişkilidir.

• Uyku eksikliği, kortizol (stres hormonu) seviyesini artırır; bu da iştahı yükseltir ve karın bölgesindeki yağlanmayı artırır.

Dolayısıyla, yeterli gece uykusu, iştah hormonlarını dengeler, aşırı yeme isteğini azaltır ve duygusal yeme alışkanlıklarını kontrol altına alır.

Leptin ve Ghrelin Hormonları ile Uyku Arasındaki İlişki

Yeterli, düzenli ve kaliteli uyku (özellikle erken saatlerde gece uykusu ve sabah erken kalkma), iki önemli iştah düzenleyici hormon olan leptin (tokluk hormonu) ve ghrelin (açlık hormonu) ile, ayrıca iki gece hormonu (melatonin ve somatotropin) ve iki sabah hormonu (kortizol ve testosteron) arasındaki dengeyi sağlar. Bu hormonlar, vücut ağırlığı, iştah ve metabolizmanın kontrolünde büyük rol oynar.

1. Leptin Hormonu – Tokluk Hormonu

• Yağ dokusu tarafından üretilir.

• Beyne (hipotalamusa) vücudun yeterli enerjiye sahip olduğunu ve besine ihtiyaç olmadığını bildirir.

• Böylece iştahı azaltır ve enerji harcamasını artırır.

Uykunun leptin üzerindeki etkisi:

• Özellikle yetersiz veya geç saatlerdeki gece uykusu, leptin salınımını azaltır.

• Bu durumda kişi, yeterli enerji almış olsa bile sahte bir açlık hisseder.

Düzenli ve yeterli uyku (gece saatlerinde uyuyup sabah erken kalkmak), leptin hormonunun doğal salınımını düzenler.

2. Ghrelin Hormonu – Açlık Hormonu

• Mide tarafından salgılanır.

• Beyne vücudun yemek yemeye ihtiyacı olduğunu bildirir.

• Ghrelin seviyesindeki artış, yüksek iştah ve kalorili yiyeceklere yönelme ile ilişkilidir.

Uykunun ghrelin üzerindeki etkisi:

• Yetersiz veya kalitesiz uyku, ghrelin seviyesini artırır.

• Bu durum, şiddetli açlık hissi ve tatlı, yağlı yiyeceklere olan isteğin artmasıyla sonuçlanır.

Yeterli ve düzenli uykuanormal ghrelin seviyesinin düşürülmesine yardımcı olur.

Uyku Durumu – Hormon Düzeyleri – İştah Üzerine Etkiler

Uyku DurumuLeptin SeviyesiGhrelin Seviyesiİştah Üzerine Etki
Yeterli ve gece erken uykuArtarAzalırİştah azalır, kilo kontrolü kolaylaşır
Yetersiz veya geç uykuAzalırArtarİştah artar, aşırı yeme görülür

Genel Değerlendirme:

Gece erken (örneğin 21:00-22:00 arası) uyumak ve sabah erken (örneğin 05:00-06:00) kalkmak, vücudun biyolojik ritmini (sirkadiyen ritmi) dengeler.

• Bu düzen, leptin ve ghrelin hormonları arasındaki doğal dengeyi korur; böylece aşırı yeme, kilo alımı, insülin direnci ve metabolik bozukluklar önlenir.

• Ayrıca, kaliteli uykukortizol (stres hormonu) seviyesini düşürür; bu da dolaylı olarak iştahı dengeler.

Uygun Saatte Uyumanın Etkileri (Saat 21:00 – 22:00 Arası)

Bu saatlerde uyumak:

• Vücuttaki toksinlerin atılmasına yardımcı olur.

Saat 21:00–24:00 arasıanormal sovda maddelerinin atılmasını sağlar; böylece sahte iştah azalır.

Saat 00:00–03:00 arasıfazla balgamın atılması ve yağ yakımı gerçekleşir.

Geç Saatte Uyumanın (Örneğin Gece 00:00’dan Sonra) Zararları:

Vücudun biyolojik saatini bozar.

Ertesi gün iştahı artırır ve yağ depolanmasını teşvik eder.

İnsülin duyarlılığını azaltarak insülin direncine neden olur.

• Ayrıca, kemik ve kas yoğunluğunda azalma gibi sorunlara da yol açabilir.

İnsan Vücudunun Biyolojik Saati:

İnsan bedeni, içsel biyolojik saate göre 24 saatlik bir sirkadiyen ritmesahiptir. Bu ritim; uyku-uyanıklık döngüsü, hormon salınımı, vücut ısısı, açlık hissi, kan basıncı ve diğer fizyolojik fonksiyonları düzenler.

Sabahın İki Temel Hormonu:

1. Kortizol (Stres hormonu)

2. Testosteron (Erkeklik hormonu – enerji, motivasyon, kas ve kemik gelişiminde etkili)

Kortizol ve Testosteron Salgılanması – Sabahın Erken Saatlerinde

• Yaklaşık saat 04:00’te,

• Beyin, böbreküstü bezinden kortizol salgılamaya başlar.

• Bu salgılama 06:00–10:00 saatleri arasında zirveye ulaşır (maksimum salgı düzeyi – pik).

Kortizolün uyanmadaki rolü:

• Karaciğerde glukoneogenez yoluyla kan şekeri düzeyini yükseltir (karbonhidrat dışı kaynaklardan glikoz üretimi).

• Kan basıncını ve enerjiyi artırarak uyanmaya yardımcı olur.

• Beynin uyanıklık düzeyini artırır.

Testosteron salgısı da derin uyku evresinin (REM ve N3) sonuna doğru ve güneşin doğuşuna yakın zamanda artar.

Kişi geç uyanırsa ne olur?

Eğer bir kişi güneş doğduktan sonra ve kortizol salgısının zirvesinden sonra (örneğin 06:00–10:00 arası) uyanırsa, aşağıdaki bozukluklar ortaya çıkabilir:

Aşırı Kortizol Salgısı (HPA Aksının Aşırı Aktifleşmesi)

• Normalde, uyanma ile birlikte kortizol düzeyi dengelenir.

• Ancak kişi uyanmazsa, vücut onu uyandırmak için daha fazla kortizol üretir.

• Sürekli yüksek kortizol seviyesi şu sorunlara yol açar:

Karın içi yağlanma (visseral yağlanma)

İnsülin direnci ve kan şekerinde artış

Tiroid fonksiyon bozuklukları

Bağışıklık sisteminin zayıflaması

Anksiyete, sinirlilik, uyku bozuklukları

Glukoz Metabolizmasında Bozulma

• Kortizol artışı, karaciğerde glikoz üretimini tetikler.

• Ancak bu enerji kullanılmazsa (örneğin kişi hala uyuyorsa veya uyandıktan sonra fiziksel aktivitesi yoksa),

fazla şeker yağa dönüşerek özellikle karın bölgesinde birikir.

Geç Uyanmanın Diğer Hormonlar Üzerindeki Etkileri

Testosteron salgısında azalma

• Aşırı veya az uyku, kalitesiz uyku, sabah geç saatlerdeki uyku:

Testosteron düzeyini düşürür.

• Bu durum:

• Kronik yorgunluk

• Motivasyon eksikliği

• Cinsel isteksizlik

• Kas zayıflığı

• Kemik yoğunluğunda azalma

Depresyon gibi sonuçlara neden olabilir.

Geç Uyanmanın Uzun Vadeli Sonuçları

1. Kronik obezite (özellikle karın bölgesi)

2. İnsülin direnci ve Tip 2 diyabet riski artışı

3. Bağışıklık sisteminde zayıflama ve enfeksiyonlara yatkınlık

4. Kalp hastalıkları ve yüksek tansiyon riski

5. Depresyon ve anksiyete

6. Bilişsel fonksiyonlarda zayıflama (konsantrasyon, hafıza)

ve daha fazlası…

Sonuç:

Kortizol hormonu, sabaha karşı vücudu uyandırmak amacıyla salgılanmaya başlar.

Eğer kişi biyolojik saatine aykırı bir şekilde geç uyanırsa, kortizol daha fazla salgılanır ve bu süreç devam ederse, vücut kronik stres durumuna, insülin direncine ve karın bölgesi yağlanmasına girer.

Bu nedenle, uyku ve uyanma saatlerini vücudun doğal ritmine göre ayarlamak, metabolik sağlık, ruh sağlığı ve bağışıklık sisteminin korunması açısından temel bir ilkedir.

Melatonin ve Büyüme Hormonu (Somatotropin) ve Gece Uykusunun Rolü

1. Melatonin: Vücudun Biyolojik Saati

• Melatonin, beyindeki pineal bez (epifiz bezi) tarafından salgılanan bir hormondur.

• Bu hormon, çevresel ışık azaldığında (yani akşam saatlerinde) salgılanmaya başlar.

• Melatonin salgısının zirvesi genellikle 22:00 ile 03:00 saatleri arasındadır.

Melatonin’in Etkileri:

• Vücudun sirkadiyen ritmini (biyolojik saat) düzenler.

• Derin ve kaliteli uykuya yardımcı olur.

• Diğer hormonların (özellikle büyüme hormonları ve cinsiyet hormonları) dengesini destekler.

Anti-aging (yaşlanma karşıtı) etki gösterir, stresi azaltır ve bağışıklık sistemini güçlendirir.

2. Somatotropin (Büyüme Hormonu): Vücut Onarımı İçin Uyku

Büyüme hormonu (Growth Hormone, GH), özellikle gece uykusunda, özellikle de derin uyku (N3 evresi) sırasında salgılanır.

• En yoğun salgılanma dönemi genellikle 23:00 ile 04:00 arasıdır.

Büyüme Hormonunun Etkileri:

• Kas gelişimini teşvik eder, kemikleri güçlendirir.

Yağ yakımını destekler, ideal kilonun korunmasına yardımcı olur.

• Hasar gören dokuların onarımını sağlar, hücresel yenilenmeyi hızlandırır.

• Bağışıklık sisteminin gücünü artırır.

Geç Saatte Uyumak Ne Gibi Sorunlara Yol Açar?

• Melatonin ve Somatotropin salgıları azalır veya ritmi bozulur.

• Derin uyku bozulduğu için büyüme hormonu daha az salgılanır.

Sonuçlar:

• Kontrolsüz kilo alma ya da zayıflık

• Bağışıklık sisteminde zayıflama

• Kas yapımının zorlaşması

• Uzun vadede kemik erimesi (osteoporoz)

• Artan stres, yorgunluk ve erken yaşlanma

Bu İki Hormondan En İyi Şekilde Faydalanmak İçin:

Saat 21:00–22:00 arasında uyumaya çalışılmalı ve sabah 05:00–06:00 arası uyanılmalı.

• Uyumadan en az 1 saat önce mavi ışık (telefon, TV, bilgisayar)kaynaklarından uzak durulmalı.

Uyku ortamı karanlık ve sessiz olmalı.

• Erken uyumakta zorlananlar için şifalı bitki çayları önerilir:

Mişil çayılavantamelisa (oğulotu)sarı kantaronmine çiçeğihodangibi bitkiler.

Derin ve Kaliteli Uykuyu Engelleyen Diğer Etkenler

Yemekten Hemen Sonra Uyuma:

• Özellikle akşam yemeğinden hemen sonra yatmak, visseral yağlanmayı artırır ve sindirimi bozar.

• Uyku öncesi en az 3 saatlik bir boşluk bırakılmalıdır.

• Aşırı kilolu, soğuk mizaçlı ve 50 yaş üstü bireyler için bu süre 5 saat olabilir. Bu kişiler yatarken mide boş olmalıdır.

Uzun Öğle Uykuları (30 dakikadan fazla):

• 20–30 dakikalık kısa şekerlemeler faydalıdır.

• Ancak uzun süren gündüz uykuları, gece uykusunu bozar ve kilo alımına yol açabilir.

Saat 19:00’dan Sonra Kahve veya Çay Tüketimi:

• Bu saatten sonra kafein alımı, uykuya dalmayı zorlaştırabilir.

Zayıflamayı Destekleyen Uyku Alışkanlıkları

ÖneriAçıklama
Uyku saati: 22:00–23:00Biyolojik ritimle uyumludur
Uyku süresi: 7–9 saatYetişkinler için idealdir
Karanlık ve sessiz ortamMelatonin salgısını artırır
Mavi ışıktan uzak durmakDaha derin ve kolay uyku sağlar
Akşam yemeğinden 2.5–3 saat sonra uyumakYağ depolanmasını önler
Bitki çayı içmekMişil çayı, papatya, lavanta, melisa
ÖneriAçıklama
23:00’ten önce uyumakGece onarım döngüsü ve hormon dengesi için gerekli
05:00–07:00 arasında uyanmakKortizol ritmiyle uyum sağlar
Güneş ışığına maruz kalmakSabah saatlerinde serotonin ve kortizol dengesini destekler
Güneş doğduktan sonra uyumamakKortizol dengesini bozar, gece uykusunu etkiler
Sabah egzersiziKortizolün ürettiği glikozun yakılmasını sağlar, göbek yağını azaltır
Protein içeren kahvaltıİnsülin ve kortizol dengesi için destek sağlar

Referans : uyku ve mizaç,Farzollah Gholizadeh

paylas:

benzer makaleler

Soğan Demlemesinin Faydaları

Soğanın (Allium cepa) demlenerek tüketilmesi birçok sağlık faydası sağlar. Soğan, hem geleneksel hem de yenı araştırmalarda şifalı özellikleriyle dikkat çeken

Read More